Bilindiği üzere 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, 4 Temmuz 1934 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun zaman içerisinde çeşitli maddelerinde değişiklik olmuştur. 3.8.2002 tarihinde kabul edilen 4771 sayılı Kanunla PVSK’nın 6 maddesinde, 24.11.2004 tarihinde kabul edilen 5259 sayılı Kanunla 10 maddesinde, 3.7.2005 tarihinde kabul edilen 5397 sayılı Kanunla 12 maddesinde, 28.12.2006 tarihinde kabul edilen
EHK, elektronik haberleşme alanında tüketici hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla çeşitli hükümler getirmiştir. Söz konusu hükümler sektöre özel ve emredici niteliktedir. Aynı zamanda bu hükümler, doğrudan uygulanma kabiliyetine de sahiptir. EHK, tüketicinin korunması amacıyla işletmecilere çeşitli yükümlülükler getirdiği gibi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) da bazı yükümlülükler getirmiştir. Mesela – işletmeciler bütün tüketicilere “eşit
Serbest piyasa ekonomisinin can damarını oluşturan rekabet, arz ve talebi pazar koşullarında herhangi bir müdahale olmaksızın buluşturarak, toplumun kıt kaynaklarının en etkin şekilde dağılmasını ve en verimli şekilde kullanılmasını, mal ve hizmetlerin en düşük fiyatta ve yüksek kalitede tüketicilere sunulmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla piyasa ekonomisi sisteminin etkin bir şekilde işlemesi ve kendisinden beklenen yararları gerçekleştirmesi, ancak
Anonim ve limited şirket yönetim kurulu başkan ve üyelerinin cezai sorumluluğu ile ilgili çalışmamızda, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesinde yer alan cezaların şahsiliği prensibi dikkate alınacaktır. Gerek Anayasa’mızın 38. maddesinde, gerekse 5237 sayılı TCK’nin 20. maddesinde düzenlenen cezaların şahsiliği prensibi ile ilgili hükümler şu şekildedir: Anayasa’mızın 38. maddesinde,
Vekâlet sözleşmesinin amacı, iş görme olmakla beraber, konusunu insan emeği veya faaliyetleri oluşturmaktadır. Bir yapmama (kaçınma) edimi veya haksız fiil niteliğindeki maddi fiiller vekâlet sözleşmesinin oluşmasını engelleyecektir. Borçlar Kanunu’muz 386-398. maddeleri arasında adi vekâleti düzenlemektedir. Takip eden maddelerde ise vekâletin diğer türleri olan itibar mektubu, itibar emri ve tellallık (simsarlık) ele alınmaktadır. Vekâlet sözleşmesinin geçerli